NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
86 - (722) وحدثني
هارون بن
عبدالله
ومحمد بن
رافع. قالا:
حدثنا ابن أبي
فديك عن
الضحاك بن
عثمان، عن إبراهيم
بن عبدالله بن
حنين، عن أبي
مرة مولى أم
هانئ، عن أبي
الدرداء؛ قال:
أوصاني
حبيبي صلى
الله عليه
وسلم بثلاث.
لن أدعهن ما
عشت: بصيام
ثلاثة أيام من
كل شهر. وصلاة الضحى.
وبأن لا أنام
حتى أوتر.
{86}
Bana, Hârûn b. Abdîllâh
ile Muhamnıed b. Râfî'de rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, İbni Ebi Füdeyk,
Dahhâk b. Osman'dan, o da İbrahim b. Abdillâh b. Huneyn'den, o da Ümmü Hânî'nin
âzâdlısı Ebû Mürra'dan, o da Ebû'd-Derdâ'dan nalken rivayet etti. Ebû'd-Derdâ
şöyle demiş :
«Habîbim (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), bana üç şey vasiyyet etti. Ben, bunları yaşadığım müddetçe
asla terk edemem! Her aydan üç gün oruç tutmayı, kuşluk namazını ve bir de vitr
namazını kılmadan uyumamamı. (vasiyet buyurdular.) »
İzah
Ebû Hureyre hadîsini
Buhâri «Kitâbü't-Teheccüd» ile
«Kitâbü's-Sevm» de; Nesâî dahî «Namaz» bahsinde muhtelif râvîIerden tahric
etmişlerdir.
Halil: Yakın dost;
demekdir.
Vakıa Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Efendimiz:
«Ben, halîl edinecek
olsam, Ebû Bekr'i kendime halîl yapardım.» buyurmuşdur. Fakat Hz. Ebû
Hureyre'nin sözü, bu hadise muhalif değildir. Çünkü mümteni olan şey, Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, ashabından birini halil; ittihâz etmesidir.
Ashâbın, onu halil ittihâz etmesi, mümteni' değildir.
Ebû'd-Derdâ' hadîsinde,
halîl yerine habîb kelimesi kullanılmışdır. Bâzıları, bu iki kelime arasında
fark bulmuş; diğer bâzıları aralarında fark olmadığını söylemişlerdir.
Hz. Ebû'd-Derdâ'
hadîsinin tamâmiyle benzeri bir hadîsi Ebû Zerr (Radiyallahu anh) da rivayet
etmişdir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu hadîslerde zikredilen
üç şeyi vasiyyet etmesindeki hikmet şudur: Her ay üç gün oruç tutmak, nefsi
oruca alıştırır. Kuşluk namazını kılmak da namaza alıştırır. Uyumadan vitir
namazını kılmak ise vitr namazına bu şekilde devam etmek lâzım geldiğine
işarettir.
Bu hadîsde vitir namazının
vâcib olduğuna, vaktinin uyku ve gaflet zamanı olduğuna dahî işaret vardjr.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in, bu vasiyyeti Ebû Hureyre, Ebû'd-Derdâ, ve Ebû Zerr
(Radiyallahû anhûma) hazerâtına tahsis buyurarak başkalarına yapmaması, bunlar
fakîr oldukları içindir. Oruç ile namaz, bedenî ibâdetlerin en
şereflilerindendir. Anlaşılıyor ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
onlara hâllerine en lâyık olan şeyi vasiyet etmişdir.